Egeden 5. Sayı - page 58-59

56
57
YAZ 2010
Ege Üniversitesi’nin
köşklerinden
biri olan ve
eski ‘sirkehane’,
şimdilerde
Anadolu ve Balkan
kültürlerine
ışık tutan
bir müze olarak
kapılarını açıyor
ziyaretçilerine...
Bundan tam 20 yıl önce, Hazine
adına kayıtlı iken Ege Üniversitesi’ne
devredilmiş olan eski bir bina... Bu
binaya bir görev yüklemek isteyen bir
üniversite... Geçmişten aldığı ışık ve
bilgiyi kullanarak günümüzü aydın-
latma amacında olan bir görev... Tüm
bunlar, Tarihi Sirkehane Binası’nın
çatısı altında gerçekleşirken, bir grup
araştırmacı da boş durmadı, gezdi,
gördü, topladı. Topladıkları o kadar
çoktu ki, bir müze olsa hiç de fena
olmazdı... Cengiz Aydın’ın hayat ver-
diği proje ile yaklaşık 15 ülke, onlarca
şehir gezildi, binlerce obje toplan-
dı. Toplanan objeler, yenilenmesi
tamamlanan Sirkehane binasında çok
yakında sergilenmeye başlanıyor. Biz
de konuyla ilgili olarak Ege Üniver-
sitesi Balkanlar ve Anadolu Giysileri
Müzesi Müdürü Cengiz Aydın ile
‘kültür dolu’ bir söyleşi yaptık...
Bize biraz projeden bahseder misi-
niz?
Biz 2000 yılında, Türk Tanıtım
Fonu’na bir proje verdik, “Festen
Şapkaya” isminde... Atatürk döne-
mindeki şapka devriminden hare-
ket ettik. Fesle başlayan Osmanlı
Dönemi kostümlerini sergileyelim
istedik. Projemiz beğeni kazandı,
ancak o sene geç kalındığı için bizi
beklemeye aldılar. Ama değerlen-
dirmeye alındığı ve destekleneceği
belirtildi. Aradan çok zaman geçti,
2004 yılında, biz bir sunum da Devlet
Planlama Teşkilatı’na (DPT) yaptık.
Dedik ki, biz Osmanlılar’ın Avrupa’da
ilerledikleri sınırlara kadar olan
yerleri, yani Balkanlar’ı hedefleyelim.
Balkanlar’dan Anadolu’ya kadar, tüm
kostüm ve geleneksel sazları alalım.
Bunlarla ilgili de bir müze ve arşiv
oluşturalım. Projemiz uygun bulundu,
kabul edildi. İki yıl süren araştırmala-
rımızda Balkanlar’da müze için obje,
yani kostüm ve geleneksel saz satın
almak için dolaştık. Ayrıca arşiv oluş-
turmak amacıyla yörenin oyunların-
dan ve müziklerinden de derlemeler
yaptık.
Projemiz kabul görünce, yeterli
miktarda destek almış olduk. Projeyi
iki sene sürdürdük. İki sene sonunda
bu binanın yenilemesine para verildi
yine DPT tarafından. Bu sürede biz
araştırmaya bir yıllık bir ara verdik.
2008’de ise tekrar devam ettik ve bi-
tirdik. Şu anda binamız bitti, alınacak
ve toplanacak tüm eşyalar alındı. Çok
kısa bir süre sonra açılış gerçekleşe-
cek.
Sergi salonu olarak mı açılıyor?
Sergi salonu değil, asıl amacımız
olan müze statüsüne kavuşmak
üzereyiz. Başvurumuzu yaptık, çok
kısa bir zamanda raporun çıkacağını
düşünüyorum. Önce sergi salonu
olarak açıp sonradan müzeye de
dönüştürebiliriz. Ama hiçbir problem
yok, çünkü böylesine zengin bir biri-
kimin müze olmaması diye bir neden
düşünemiyorum. Zaten İzmir’deki
etnografya müzesi elemanları da çok
güzel buldular, raporlarını ona göre
oluşturdular.
Projeyi başlatan siz misiniz?
Evet, benim.
Proje kapsamında hangi ülkelere
gittiniz?
12 tane Balkan ülkesine gittik.
Onun dışında Balkan ülkelerine yakın,
sınır ülkelerine gittik, Macaristan
gibi, Moldova gibi, Kırım gibi... Yani
Osmanlı’nın Balkanlar’da ayak bastığı
her yere gittik. Bunda da amacımız,
bizimle oradaki kültürlerin etkileşi-
mini ölçmekti. Kültürler birbirinden
neler alıp verdi, ne gibi değişimler
oldu, bunları anlamaktı. Bunları da
müzemize koyduğumuzu düşünü-
yorum. İleride bundan yararlanıla-
cak. Şu anda bile bize Balkanlar’dan
bazı öğrenciler başvuruyor internet
üzerinden. Mesela Priştina’dan birisi
bir yörenin kostümü hakkında bilgi
istiyor, bize danışıyor.
Bir internet sitesi de olacak o halde?
Elbette, bu sayede müzemiz sanal
olarak da gezilebilecek.
Araştırmalar sırasında ne tür ma-
teryaller topladınız, bunları ne gibi
alanlarda kullanacaksınız?
Gittiğimiz bütün yörelerde alanla
ilgili uzman kişilerle; kurumlarla,
okullarla, derneklerle; ve kırsal kesim-
de yaşayan esas halkla, yani bu işle
birebir ilgilenen halkla, hem çekim
yaptık, hem de söyleşilerde bulun-
duk. Sorular sorduk, cevaplar aldık.
Ayrıca onlardan malzemeler de aldık.
Hepsini toplayarak getirdik buraya. Şu
anda bunların bir kısmı müzemizde,
bir kısmı da arşivimizde. Ama hâlâ
yüklemeyi sürdürüyoruz, o kadar
büyük bir arşiv oluşmaya başladı
ki... Yalnızca yüklememiz bile bir yılı
bulabilir. Üstelik
bunlardan her-
kes yararlana-
cak. Görüntüler
müzemizdeki
salonumuzda
da gösterilecek.
Peki, kimlerden
destek alıyorsu-
nuz?
Asıl olarak
iki kurumdan
destek gördük.
Elbette birincisi
Ege Üniversitesi
Rektörlüğü’dür.
Diğeri ise Kültür Bakanlığı oldu. Tabiî
rektörlüğün yanı sıra üniversitemi-
zin konservatuvardan, halk oyunları
bölümünden büyük yardım gördük,
bütün elemanları oradan aldık.
Projede görev alanlar kimler?
Proje kapsamında hem alanın
uz
manları olan arkadaşlarımızdan hem
de gittiğimiz yörenin uzmanlarından
yardım aldık. Uzmanlarımızın büyük
çoğunluğunu ise Ege Üniversitesi
Konservatuarı’ndaki arkadaşlarımız
oluşturdu, özellikle de Halk Oyunları
Bölümü’nden...
Araştırma süreci bitti mi yoksa de-
vam edecek mi?
Projenin araştırma kısmı bitti,
hedefine ulaştı. Ama müze ve arşiv
hiçbir zaman bitmez. Burada bir
‘Ar-Ge’miz olacak. Şimdiden birkaç
Balkanlar ve Anadolu Giysileri Müzesi Müdürü Cengiz Aydın, proje ile ilgili olarak
“Ege Üniversitesi’nin son yıllarda oluşturduğu en güzel projelerden birisi bu... Burası bir vitrin, geçmişi
günümüze en iyi şekilde taşıyan görsel bir hazine oldu. Bina olarak da çok güzel. Hayırlı olmasını
diliyorum, umarım emeklerimiz boşa gitmemiştir”diye konuştu.
1...,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57 60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,78-79,...88
Powered by FlippingBook