22
23
YAZ 2013
bunlar tabii Birgi’nin değerini arttı-
ran şeyler. Kültürel zenginlik, bu kül-
türel yapıların ayağa kalkması, biraz
da avantajımız Ödemiş’e çok yakın
olmamız. Ödemiş de önemli bir
potansiyel. Kış aylarında Ödemiş’te
evinde sıkılan vatandaşlarımız piknik
için buralara geliyor. Birgi’de piknik
alanları oluşturuldu, yürüyüş alanları
oluşturuldu. Akşamları da çok rahat
gelinebilen bir yer Birgi. Tüm bunlar
Birgi’yi biraz daha ön plana taşıdı.
Kent yönetimiyle, siyaset
bilimiyle ilgilenen birisi olarak, bu
türden özellikli yerlerin yerinden
yönetilmesini çok önemsiyorum.
Belediyenin kapanması, buranın
bir mahalleye dönüşmesi ile bir-
likte, Ödemiş’ten ya da İzmir’den
yönetim ile burada yaşatılan kent
duyarlılığının önemli ölçüde zaafa
uğrayacağı kaygısını taşıyorum.
Sizin bu konudaki düşünceleriniz
nelerdir?
Katılıyorum.
Birgi’nin sahipsiz de kalmaması
lazım, az önce sözünü ettiğimiz şu
anda devam eden önemli giri-
şimler var kentle ilgili. Peki sizce
bunun çözümü nedir? Vakıflardan
destek alınabilir mi? Yerel yönetim
bazında ne gibi düşünceleriniz var?
Vakıflar önemli tabii ama devle-
tin desteği olmadan Birgi pek ayakta
tutulamaz diye düşünüyorum.
Devletin desteği temel tabii.
Ama burada bir yerel yönetim
ayağı olması gerekmez mi?
Evet muhakkak. Tarihi Kentler
Birliği’nde, birliğe üye belediyelerin
mahalleye dönüştürülmemesi konu-
sunda bir önerge verdik. Orada da
kabul edildi. Temaslar yapıldı ama
sonuç çıkmadı, çünkü belediyeler
tekdüze ve standart görüldü. Böyle
bir şey olmamalı. Örneğin Side
Belediyesi. Side’yi dünya tanıyor.
Siz oradaki beldeyi bir mahalleye
dönüştürüp belediyeyi kapatıyor-
sunuz. Belediyeyi kapatmakla Side
ve benzeri beldeler bence kaderine
terk edilmiş oldu. Aynı şey Birgi için
de geçerli, buralarda yaşamadığınız
sürece buraları sağlıklı bir biçimde
anlamanız, her yönüyle yönetmeniz
çok mümkün değil.
Peki şimdi UNESCO ve Yavaş Şehir
listeleri konusundaki çabalarınız,
başlattığınız çalışmalar ne olacak?
Bunların takipçisi/sahibi kim olacak?
Yasal olarak hiç bir imkan yok.
Ödemiş’te meclis üyesi oldum. Ora-
da bir çaba göstereceğim ama ne
kadar başarılı olurum bilemiyorum.
Önümüzde karanlık bir dönem var.
Neler olacağını süreç içinde göre-
cek, yaşayacak ve yaşadığımızda bu
sıkıntıları anlayacağız.
Yerel yönetim nedir? Mahalli
müşterek ihtiyaçları, yine burada
yaşayan bizlerin kendi imkanları-
mızla çözebilme imkanına sahip
olmamız demek. Şimdi böyle bir
imkandan yoksunsunuz. Örneğin,
artık itfaiyemiz yok, Ödemiş’ten üç
tane itfaiye eri geliyor, burada nöbet
tutuyor, akşam saat beşte geri dö-
nüyorlar. Yangına “Saat beşe kadar
çıkabilirsin, beşten sonra çıkamaz-
sın”mı diyeceğiz? Mesai bittikten
sonra yangın çıkarsa ne yapacağız?
Ödemiş 10 kilometre, haber gidip,
onlar yola çıkıncaya, bu rampadan
araç gelinceye kadar buradaki ahşap
yapıları kaybederiz, ancak arsayı
kurtarabiliriz, kültür varlığı gitmiş
olur.
Tüm bunlar önemli sorunlar
tabii ama zamanla yapılacak
uygulamalar ile çeşitli çözümler
üretilebilir diye düşünüyorum. Ben
ayrıca bu şehrin ruhuna, buranın
yapısına sahip çıkmanın da ancak
yerinden yönetimle mümkün ola-
bildiği kanaatindeyim. Bu alandaki
sıkıntıların daha büyük olacağı
inancındayım.
Şimdi restorasyon konusunda
büyükşehir destek olacak mı olma-
yacak mı bilmiyorum, ama olacaktır
diye düşünüyorum. Daha önceden
Büyükşehir Belediye Başkanımız
Aziz Kocaoğlu ile yaptığımız görüş-
melerde bu gibi konularda her türlü
desteğe hazır olduğunu belirtmişti.
Ama bu yeni düzenlemeler sonra-
sında bu konularla Ödemiş Beledi-
yesi mi yoksa Büyükşehir Belediyesi
mi ilgilenecek, bu konularda henüz
belirsizlikler de var. Belki imkanlar
farklı olacak. Restorasyon, yapı sağ-
lıklılaştırma gibi alanlarda belki farklı
imkanlar olacak. Dediğiniz gibi bun-
lar nasıl olsa olur bir şekilde, vakıflar
da destek olur. Buradaki eserlerin
mülkiyeti Vakıflara ait, buradaki
restorasyondan Vakıflar sorumlu. Bu
bir şekilde olur ama buradaki insan-
ların sahiplenmesi önemli. Zamanla
göreceğiz.
Birgi Belediyesi Eski Başkanı Cumhur Şener,
UNESCO Dünya Kültür Mirası ve Yavaş Şehir
listeleri konusundaki girişimlerin devamının
getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Birgi sokakları,
akıp giden yaşama rağmen
tarihi dokusunu kaybetmeden
yıllara meydan okuyor.
