Egeden 19. Sayı - page 34-35

32
33
YAZ 2013
Birgi, Anadolu’nun Batısında
modern Türkiye’nin en büyük
üçüncü şehri olan İzmir’in idari
sınırları içinde yer alan ve şimdiki
hali geçmişteki önemi hakkında pek
de fikir vermeyen küçük, mütevazı
bir kasabadır. Birgi, geçmişte Batı
Anadolu’nun önemli merkezlerin-
den biri idi. Antik dönemde Birgi’de
(Pyrgion) bir Zeus tapınağı olduğu
bilinmektedir. Hıristiyanlığın resmi
din olmasıyla birlikte şehir, Kristo-
polis ismini alarak bir piskoposluk
ve daha sonra metropolitlik merkezi
olarak dinsel önemini korumaya de-
vam etmiştir. 12. yüzyıldan itibaren
Türk akınları ile karşılaşan Birgi, 15.
yüzyılın ikinci yarısında kesin olarak
Osmanlı hâkimiyetine girmeden
önce Aydınoğulları Beyliği’nin
merkezi olmuştur. Bu dönemde
Birgi, Tire ile birlikte Ege Bölgesi’nin
en önemli merkezi konumunda-
dır. Bu durumun bir sonucu olarak
Aydınoğlu Mehmet Bey’in vakfiyesi
olan bir medreseye de sahip olan
Birgi, Osmanlı döneminde bir kadılık
merkezi haline getirilmiş ve 16.
yüzyılın ilk yarısında buraya ikinci bir
medrese yapılmıştır. Birgi, 16. yüz-
yılın sonuna kadar bölgenin önemli
merkezlerinden birisi olarak varlığını
sürdürmüştür. Bu tarihten sonra
ise gelişimi yavaşlamış ve önemi
azalmıştır.
Birgi’yi konu açısından önemli
kılan niteliği, yukarıda da değinildi-
ği gibi 16. yüzyılın ikinci yarısında
burada bir medrese (Dar-ül Hadis)
yaptırılmasıdır. Bu medresenin
bânisi, Padişah II. Selim’in hocalığı-
nı da yapmış olan Birgili Ataullah
Efendi’dir. Ataullah Efendi, medrese-
nin başına müderris olarak dönemin
ünlü alimi Takıyyüddin Mehmet bin
Pir Ali’yi getirmiştir. Daha sonra halk
arasında İmam Birgivî olarak ünlene-
cek olan Takıyyüddin Mehmet, 1523
tarihinde Balıkesir’de bir müderrisin
oğlu olarak dünyaya gelmiş, Arapça,
mantık ve diğer İslami ilimlerin eğiti-
mini babasından almıştır. İstanbul’da
tahsil gören Takıyyüddin Mehmet,
medrese eğitiminden sonra müder-
ris olmuş ve bürokratik mevkilerde
hizmet verdikten sonra Birgi’deki gö-
reve getirilmiştir (1564). Aynı görevi
sürdürmekteyken 1573-74 yılında
veba salgınında hayatını kaybetmiş
ve Birgi’de toprağa verilmiştir.
Takıyyüddin Mehmet, hayatı bo-
yunca dini ilimlerle ilgilenmiş ve bu
sahada eserler vermiştir. Bu eserlerin
büyük kısmı ilim öğretimi ve dil bilgi-
si ile ilgili eserlerdir. Bunların yanında
bazı eserleri ise halk dininin bir takım
uygulamalarına yönelik değerlendir-
meler içerir. İmam Birgivî, bu eser-
lerinde öncelikle bid’at kavramını
tanımlar ve onu iyi ve kötü bidatler
olarak ayırır. Peygamber sünnetin-
de yer almayan ancak zamanın ve
coğrafyanın zorunlu kıldığı koşullar-
dan dolayı yerleşen duyuş, düşünüş
ve davranış tarzlarının iyi bidatler
olduğunu vurgular. Bunların dışında
kalan bir takım inanç ve uygulama-
ların ise kötü bidatler olduğunu ve
bunlara uygun davrananların büyük
günah işlemiş sayılacağını bildirir.
O, döneminin genel kabul gören bir
takım adetlerini ve halkın inanç ve
uygulamalarının bir kısmını bu bağ-
lamda kötü davranışlar ve günahlar-
dan sayar ve bu uygulamalara katı-
lanları kınar. Bunlar ücret karşılığında
Kur’an okumak ve öğretmek, Kur’an’ı
makamlı okumak, kabir yanında
İmam Birgivi’den Birgi Dede’ye
Yrd. Doç. Dr. Saim PARLADIR
Katip Çelebi Üniversitesi
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi
Sosyoloji Bölümü
MAKALE
Birgi Dede’nin mezarının
bulunduğu mezarlık (üstte),
Birgi Belediyesi tarafından
turnike ile giriş yapılan ve gelir
sağlayan turistik bir mekân haline
getirilmiştir.
Mezarlığın girişinde (solda)
çeşitli esnaf, ürünlerini satmakta,
mezarlığın içinde çevre bakımını
yürüten bir aile tarafından
işletilen dini obje ve kitapların
satıldığı bir dükkân ve kurban
kesim yeri bulunmaktadır.
Ege Bölgesi’nin kıyıdan uzak bir kesiminde yer
alan Birgi, tarihteki önemiyle doğru orantılı
olarak halk arasında dini bir merkez telakki
ediliyor. Bu dinen önem taşıyan küçük yerleşim
biriminin adıyla birlikte anılan ve turistik bir
yer olmasını sağlayan da bu dini öneminin bir
parçasını oluşturan kişi, İmam Birgivî...
Halk imgeleminde Birgi Dede
olarak da anılmaya başlanan
İmam Birgivi’nin mezarının
etrafında çeşitli amaçlarla
dua ve niyazda bulunmakta,
bereketinden yararlanmak üzere
öğrencilerinin mezarları (zira
kendi mezarı önlem olarak demir
bir çitle çevrilidir) etrafında dua
etmekte, mezarların üzerlerine
eğilerek içeriden geldiğini ileri
sürdükleri sesleri duymaya
çalışmaktadırlar.
1...,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33 36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,...84
Powered by FlippingBook